Svastika, birçok kültürde ve inanç sisteminde iyi şans, refah ve koruma sembolü olarak kullanılmış antik bir işarettir. Fakat, bu kadim sembolün Nazi Partisi tarafından benimsenmesi ile birlikte anlamı önemli bir değişim yaşadı.
Nazi Partisi, 1920’lerde bu sembolü kullanmaya başladı ve hızla otoriter rejiminin tanınan bir işareti haline geldi. Adolf Hitler ve lider kadrosu, Svastika’yı Aryan ırkının üstünlüğünü simgeleyen bir araç olarak değerlendirdi. Swastika’nın bu dönemdeki kullanımı, Nazi ideolojisinin ve Almanya’nın savaş sonrası toplumsal yapısının bir parçası oldu.
Dünya genelinde, Nazi rejiminin Judeofobi ve ırk ayrımcılığı politikaları sırasında bu sembol, korku, nefret ve savaşın sembolü haline gelmiştir. Bu değişim, sembolün anlamının derinden etkilendiğini ve insanlık tarihindeki karanlık bir dönemi temsil ettiğini ortaya koymaktadır.
Günümüzde Svastika, özellikle Batılı kültürlerde genellikle Nazi sembolü ile özdeşleştirildiği için olumsuz bir çağrışım yapmaktadır. Ancak, sembolün köklerine inildiğinde, pek çok farklı kültürde barış ve mutluluk işareti olarak kullanıldığı gözlemlenmektedir. Bu durum, sembolün tarihsel ve kültürel bağlamda çok yönlü bir anlam taşıdığını göstermektedir.