Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından sadece bir yıl geçmesinin ardından, spor alanında önemli bir adım atıldı. Maddi zorluklara rağmen, Türk sporcularının olimpiyatlara katılması sağlandı. 1936 Olimpiyatları’nda, Türkiye’nin kadın atletleri de ilk kez sahnede yer alarak, sporda cinsiyet eşitliğine katkıda bulundu.
Cumhuriyetin kuruluş felsefesi doğrultusunda, sporun ve sporcuların desteklenmesi hedeflendi. Bu çabalar, kısa süre içinde uluslararası arenada elde edilecek başarılarla taçlanması beklenen bir süreç olarak görülüyor. Türkiye Cumhuriyeti, spor alanındaki bu yatırımlarının ve katkılarının meyvelerini elde edecek.
Sporun yalnızca bir rekabet unsuru değil, aynı zamanda ulusal bir kimlik ve sosyal bir yapı olduğunun bilinci ile yapılan çalışmalar, Türk sporunun geleceği açısından büyük önem taşıyor.