İran, 1 Ekim tarihinde İsrail’in Tel Aviv bölgesine yaklaşık 200 balistik füze fırlatarak askeri bir saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırının ardından, dünya genelinde İsrail’in vereceği misilleme yanıtı merak ediliyor. İran, Tel Aviv’deki üç askeri üssü hedef alarak bu askeri eylemi gerçekleştirdi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın bu hareketinin “büyük bir hata” olduğunu ve bedelini ödeyeceğini belirterek derhal misilleme yapma sözü verdi. Uzmanlar, İsrail ordusunun, İran’ın stratejik varlıklarına karşılık olarak nükleer ve petrol üretim tesislerine yönelik saldırılar, Devrim Muhafızları’na yönelik suikastlar ve askeri varlıklara yönelik hassas eylemler gerçekleştirebileceğini ifade ediyor.
Ortadoğu, uzun zamandır bölgesel bir savaşa bu kadar yaklaşmamıştı. Uzmanlar, İran’ın saldırısının dikkatli bir şekilde planlandığını, ancak İsrail’in tepkisinin öngörülemeyen bir doğası olduğunu belirtiyor. Özellikle, müdahale seçeneği olarak sınırlı bir yanıt veya daha sert bir karşılık verilmesi gibi iki senaryo öne çıkıyor.
İran tarafından kullanılan balistik füzeler, İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sistemini aşmayı başardı. İsrailli yetkililer, her türlü seçeneğin masada olduğunu ifade ederken, eski Başbakan Naftali Bennett, İran’ın nükleer tesislerine kesin bir saldırı yapılması gerektiğini savundu.
İran’ın nükleer tesisleri, dağların altında yer aldığı için İsrail’in havadan erişiminin kolay olmadığı hedefler olarak değerlendiriliyor. Bunun yanı sıra, petrol sahaları gibi daha zayıf güvenlik önlemlerine sahip bölgeler alternatif hedefler olarak dikkate alındı. Aynı zamanda, İran’ın Bandar-e Bushehr liman kenti gibi stratejik noktaları da potansiyel hedefler arasında yer almakta.
Gelecek günlerde, İsrail’in nasıl bir misilleme yapacağı ve Ortadoğu’daki gerilimin ne yönde evrileceği büyük bir merak konusu olmaya devam edecek. İki ülke arasındaki ilişkilere dair yapılan analizler, bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkileyecek gelişmelere işaret ediyor.