Yenidoğan bebeklerin öldürülmesiyle ilgili ortaya çıkan olay, toplumda büyük bir infial yarattı. Özellikle, sağlık sisteminin işleyişindeki eksiklikler ve bu tür olayların önlenememesi tartışma konusu oldu. Yaşananlar, insanlıktan nasibini almamış bireylerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini ortaya koydu.
Sosyal ve psikolojik dinamikler açısından da önemli bir konu olan güven duygusu, vatandaşların sağlık kurumlarına olan güvenini derinlemesine etkiliyor. Anayasa gereği, devletin herkesin beden ve ruh sağlığını koruma yükümlülüğü bulunduğu belirtiliyor. Sağlık kuruluşlarının denetimi ve hizmet sunumu, kamu ve özel sektör işbirliğiyle gerçekleştirilmesi gereken bir süreçtir.
Ayrıca, sağlık hizmetlerinin kar maksimizasyonu yerine, vatandaşın ihtiyaçlarını önceliklendiren bir yapıya dönüştürülmesi gerektiği vurgulanıyor. Yenidoğan bebeklerin mağduriyetine neden olan bu olay, sağlık sisteminin sorgulanmasını ve bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması adına gerekli önlemlerin alınmasını zorunlu kılıyor. “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi!” sözleri hatırlatılarak devletin bu konudaki sorumluluğu bir kez daha dile getiriliyor.